Dün Tolga' nın karma aşısı vardı bu sayede son günlerde aklıma takılanları da doktorumuza danışabildim.
Öncelikle bir önceki yazıma gelen bir yorum üzerine Tolga' ya yaklaşık 1 aydır verdiğim günlük yemek listesini veriyorum:
Sabah:3-4 cici bebe ile süt karışımı içerisine tuzu alınmış keçi peyniri
Ara: inek sütü
Uyku
Öğle:Havuç-kabak-patates-bir çiçek brokoli veya karnıbahar-pirinç-irmik karışımından oluşan sebze püresi
Ara:Elma püresi
Süt ve uyku
Akşam:Sade veya muzlu yoğurt
Gece: Mama yada inek sütü
Bu benim Tolga' ya verdiklerim, ilk önceleri beğenmediği ama sonra ben değil onun acıkarak yemeği istemesini beklediğim için artık severek yedikleri şeylerdi.
Kadir Bey ise, önce inek sütüne alıştırmamı sonra muhallebi ve yoğurtla devam etmemi istemişti.
Yoğurtta hiç sorun yaşamasamda muhallebi yediği günlerin geceleri inanılmaz kötü geçti. Şimdi bunun için pirinç ununu önceden iyice kavurmamı istedi. Sütle iyice pişir demiyorum bu sefer de sütün içeriği kaybolacak o yüzden kavur dedi ama benim pek cesaretim yok buna çünkü hazır muhallebi bile versem gece hiç uyumadı.
Ben bu şekilde 1 ay Tolga' yı yedirince, her ay yarım kilo eksik giden Tolga bu ay 800 gr. almış:) 8 kilo olmuş hala eksiği var tabi ama bir ayda fazla aldırmış oldum. Artık yavaş gideceğiz, zaten sağlıklı olduktan sonra rakamlara takılmıyorum.
Şimdi gelelim bu ay Kadir Bey'den öğrendiklerimize:
Ben bu verdiklerimi anlatınca Kadir Bey sadece sebze püresi kısmına takıldı. Sebze püresi yemek yapmayı bilmeyenlerin özellikle Amerikan kültüründeki annelerin çocuklarına verdiği bir yemektir, şu an Tolga evde ne yemek pişiyorsa ondan yemeli dedi. Ağzını yakacak kadar baharatlı, aşırı tuzlu olmadıkça evde pişen herşeyi vermemi söyledi. Önceleri az pütürlü sonra sadece çatalla ezerek, böylece iri tanelere alışacak ve sonra bizim gibi yiyebilecek.
Gerçekten bugünün akşamında Tolga'ya çok az baharatlı köfteyi parmağımla ezerek küçük parçalar halinde verdiğimde bayıla bayıla yedi, arkasından haşlanmış bezelyeyi yine parmağımla ezerek verdim ona da bayıldı yani pütürlü olarak yerken sorun yaşamıyoruz gibi şimdilik. Bunun üzerine dün yayla çorbası içti, pirinçleri çatalla az ezerek.Bugün de ilk denemeyi yaparak kabak yemeği pişirdim. Henüz yedirmediğim için bu konuda yazamıyorum ama yeni yemekleri test ettikçe yazmaya devam edeceğim.
Kadir Bey' e cici bebe ile ilgili düşüncelerini sorduğumda, şeker değil ama karbonhidratın fazlasını sevmediğimiz için 5 adeti geçmesin dedi. Peynir için özellikle birşey almana gerek yok evde ne yiyiyorsanız o olur dedi.
Yemek konusu bu şekilde iyi hoşta ben Tolga' nın uykusuzluğu yüzünden artık sıyırma noktasında olduğumu söyleyince, gündüz uyutma o zaman dedi.Nasıl yani dedim bebekler uyuya uyuya büyümez mi? Kadir Bey' den cevap: Kabak mı bu durduğu yerde büyüyecek:))
İyi dedik bundan sonra Tolga uykusuzluktan bitap düşene kadar uyutmak yok. Zaten günlerdir sırt ağrısından ölüyorum kucağımda uyutacağım diye yani canıma minnet:)
Ve evet iki gündür Tolga' yı mümkün olduğunca dışarıda gezdirerek, oynayıp yorarak, neredeyse kafası düşüne kadar ayakta tutuyorum. Sonuç şimdi hazır olun:UYUYOR:)
Hele dün gece sadece bir kez emzik taktım. Sabah 7 de bir kez emzirdim işte budur:)
Gün içerisinde sadece bir 20 dk kadar pusette, yine bir 15-20 dklık ikişer kereler arabada yolculuk esnasında uyudu.Yani artık ipler Tolga' nın elinde uykusu varsa uyuyor, açsa bana belli ediyor ancak o zaman yemeği hazırlanıyor ve o zaman da tabağını bitiriyor, yemiyorsa ısrar yok hemen mama sandalyesinden iniyor.
Yine de başarılı oldum demek için 3 tam gün aynı şekilde geçmesi gerek, ancak o zaman alışkanlık haline geldi denilebilinir.
Bunun dışında ben yiyeceklerini organik vermeye çalışıyorum dediğim için konu konuyu açtı ve aşırı titiz bir anne olmamı söyledi ki Allah biliyor ya hiç değilim, oldum olası temizlik vs. işlerinde rahat biriyimdir.Aşırı titiz büyütülen tüm bebeklerde alerji durumu yaşandığını söyledi ve bu zaten hep benim yakın çevremde de konuştuğum, örnekleriyle yaşadığım bir durum. Gerçekten çok titizlenilen, üzerine düşünülen çocukların olmadık hastalıklarını gördüm.Ben başından beri rahat bir anne olacağım dedim olduğuma da inanıyorum.
Diğer bir konu da şu demir meselesi ben ikinci belki üçüncü kez kendisine bu konuyu açtım. Bu gidişimde artık laf etmesin diye hani dedim belki bizimkinde vardır bir eksiklik test yaptırıyım mı dedim, kendisi çocukta demir eksikliği olduğunu ben anlarım ve ben gerek görürsem yaptırırsın bunun dışında demir ilacı kesinlikle vermiyorum dedi. Maalesef bu yeni doktorlar insanları korkutmakta ve çok rahat ilaç vermekteler, hele önlerine hem demir ilacı almış hem de doğuştan Akdeniz Anemisi olmuş bir vaka çıkarsa o zaman yanacaklar çünkü tedavi ve teşhisini yapamayacaklar dedi ve ben de son kez artık bu konuya noktayı koydum.Önemli olan bir doktora yeterince inanıp güvenmek ki ben sonsuz güveniyorum kendisine.
Tolga bu ay muayene olmadığı için ayaküstü bu kadar konuşabildik ancak yine de aralarda aklıma birşeyler gelirse yazacağım.