
Geçtiğimiz cuma günü doğum yapmayı planladığım hastanenin ücretsiz eğitimine katıldım ve çok faydasını gördüm. Konular: Gebelikte beslenme, emzirme, bebek psikolojisi idi.
İlk olarak hastanenin tanıtıcı filmini seyrettim, doğumhane, hasta odaları ve yoğun bakım servisleri ile doğumdan sonra verilen hizmetler anlatıldı.
Doğuma gelmeden önce 2 gecelik, 1 emzirme sütyeni ve mutlaka kırmızı kurdele getirmemizi istiyorlar:)
Hastane çıkışı gibi bebeğe özel bir şey getirmeye gerek olmadığını çünkü hijyen açısından getirilenleri giydirmediklerini öğrendim. Sadece çıkarken bebeyi ne şekilde taşıyacaksak o aparat ve örtü vs. yeterliymiş. Odaları kendileri süslüyorlarmış ve çıkışta hediye ediyorlarmış ama istediğiniz gibi kendimizde süsleyebiliyoruz.
Hizmetlerini dinledikten sonra doğru karar verdiğimi düşündüm umarım zamanı geldiğinde herşey de anlatıldığı gibi gerçekleşir.
*Erkek bebekler için 12 saat içinde sünnet, eğer yaptırmazsanız 6 yaşını beklemelesiniz diye öneriyorlar.
Ayrıca doğumdan sonra ücretsiz olarak herhangi bir zorluk yaşarsak hemşire yardımı da sunuyorlar.
Gelelim eğitim konularına ilk olarak bir diyetisyen geldi ve "Gebelikte Beslenme" konusundan başladı.
Aslında okuduklarımdan da çok farklı birşey öğrenmedim ama aklımda kalanları paylaşmak istiyorum.
*Gebelikte normal kilolu hamilelerin ideali 10-12 kilo alması ve bu kiloların tek tek dağılımı yapıldıktan sonra ilk bir ay içinde 7-8 kilosunun gittiğini geriye kalan 3-3,5 kilonun ise bebek için en azından emzirme süresi boyunca kalması gerektiğinden bahsetti.
İlk 3 ay 1-2
İkinci 3 ay 4-5
Üçüncü 3 ay 5-6 kilo ile hamileliği bitirmenin hem bebek hem anne için sağlıklı olduğu anlatıldı.
*Her gün 1 bardak süt, 1 bardak yoğurt yenmesi, peynir ve çeşitlerinin gün içinde 4 porsiyon kadar tüketilmesi gerektiğinden bahsedildi. Bu 4 porsiyonun ilk 2' sini sabah kahvatıda, öğlen dilerseniz simitle birlikte olmak üzere yenebilir.
Haftada:
Kırmızı et 3 defa
Balık 3
Beyaz er 2-3
Kurubaklagil 2-3
Yumurta 2-3 defa tüketilmeliymiş.
*Sebzelerin yenebilen çeşitlerini çiğ tüketmek gerektiği (haşlanmış sebze de vitaminini kaybeder) ve meyvenin bol tüketilmesi gerektiği, kırmızı et ve yumurtanın aynı gün tüketilmemesi gerektiğini de öğrenmiş oldum.
*Meyveler yendikten sonra mutlaka su içilmeliymiş bunun sebebi her meyvede azda olsa asit olduğundan, yedikten sonra sıkıntı yaşamamak adına su tüketilmeliymiş.
*Ceviz, fındık ve badem üçlüsü ara öğünlerde mutlaka yenmeli.
Beslenme konusundan sonra Psikolog Yasemin Veziroğlu konuşmacıydı. İnternette adını araştırırsanız pek çok sitede yazılarına rastlarsınız, okumanızı tavsiye ederim çünkü özellikle yeni doğan bebekler ile ilgili anlattıkları bende yeni bir pencere açtı.
Öncelikle bebeklerin bu dünyaya sıfırdan,yabancı olarak geldiğini unutmamalı ve özellikle ilk aylar onlardan çok fazla birşey beklemememiz gerektiğini belirtti yani aman odasında uyusun, oraya alışsın, aman kucağa çok almayayım, kucağa alışır, aman her ağladığında yanına gitmeyeyim gibi şeyleri ilk aylarda yapmamak gerektiğini,her ağlamasında onu negatif etkileyen bir etmen olduğunu, sizin de bunu keşfetmeniz ve onu rahat ettirmek için yer yolu denemeniz gerektiğini belirtti. Bu seminerde anlattığı konuların çoğu şu an internette de mevcut aklıma geldikçe eklemeler yapmaya devam ederim.
Son olarak erken doğmuş olan bebeklerle ilgilenen yoğun bakım ünitesinin hemşiresi konuşmacıydı. Bizlere emzirme çeşitlerini, oyuncak bir bebek eşliğinde gösterdi.
*20 ile yarım saat arasında, aralarda bebeği dinlendirerek ve her bir memeyi 10 ar dakikalık aralıklarla vermemiz gerektiğini anlattı. Örneğin sağ göğüsle başlayıp 10 dk besledikten sonra diğer göğüse geçilmeli ve diğer periyotda son bitirdiğimiz göğüs ile emzirmeye devam etmeliymişiz.Bunun sebebi sütü verirken ilk gelen sütün sulu ve akışkan, sonlara doğru gelen sütün ise yoğun ve en besleyici kısım olması nedeniyle bitirdiğimiz göğüsle başlarsak bebek direkt besleyici kısmı almaya başlayacak. Özellikle ilk zamanlar günde 10-12 kere emziriliyormuş. Saat tutmaya gerek yok ama emzirme süresi 3 saati geçmemeli, gece bebek uyusa bile 2 saatte bir süt verilmesi gerektiğini, 2 saatten sonra bebeğin kan şekerinin düşeceği için çabuk acıkacağını belirtti. Ayrıca tamamen yanlış bildiğim bir başka hususu da öğrenmiş oldum. Bebekler emzirildikten hemen sonra alt değiştirmek çok da tehlikeliymiş, sebebi bebeğin karnı doyduktan sonra hafif poposunu kaldırarak altı değiştiştirince midesindeki süt ağzına gelebilir ve tıkanmasına sebep olabilir. Emzirilen bebeğin en az 20 dakika altı değiştirilmemeliymiş.
*Eğer bebek sinirli bir şekilde ağlıyorsa sakinleştirmeden emzirmeye başlamayın.
*Bir bebek özellikle ilk zamanlar
Günde:8-12 kez emer,
3-4 kez kaka,
6-8 kez çiş yapar,
4 saatte bir altı değiştirilir,
*Bunun dışında her bebek sarılık geçirirmiş fakat kimi bebekler daha çabuk atlatır kiminin uzun sürer. Uzun sürmemesi için hastanede özel ışıklar altında bebek yatırılır ve en önemlisi çok sık annesini emmesi sağlanır. Anne sütünü bol alan çocuk çabuk iyileşir.
*Doğru pozisyonda bebeği emziren annelerin göğüs uçları çatlamaz, memenin etrafında bir takım toplu iğne başı kadar noktacıklar bulunur, bunlar özel bir salgı salgılar ve bu göğsü nemledirir, dolayısıyla o bölgeye sürülen pahalı kremler bu salgıyı engeller. Annelerin, kaynatılıp ılıtılmış su ve ıslak gazlı bezle göğüslerini temizlemeleri, süt vermeden önce de kendi sütlerinden çok az sıkıp meme ucunu hafif sütle silmeleri gerekmekte.
Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Hala çok net bebiş tekmeliyor diyemesemde gaz olmayacak kadar değişik bir hareketlenme sanırım var ama diyorum ya "hıh işte bu tekme" diyemiyorum, bugünde bir takım hareketler hissettim ama sanırım daha erken.
Bunun dışında cumartesi günü hamilelere özel pilatese gittik eşimle. Pilates gerçekten vücudun her bir noktasını çalıştırıyor, şu an biraz kollarda ağrı hissetsemde geçecek:) Haftada bir devam etmek istiyorum ama önce doktoruma da danışmalıyım çünkü çok da soft hareketler yapmadık aslında. Bununla birlikte haftada 2-3 gün 1' er saatlik anneyle yürüyüşlere de devam ediyoruz.
Şimdilik bizden haberler bu kadar. Son 6 gün kaldı bebişimi görmeye:)))